Gökyüzü kan kırmızısıydı.Droneya topraklarında sessizlik hakimdi. Rüzgar bile o sabah hafif esiyordu. İnsanlar biliyordu… Bu renk, bu işaret, savaşın ve taht değişimlerinin habercisiydi.
Alporo, Droneya tahtında oturuyor, geniş salonun duvarlarında yankılanan sessizliği dinliyordu. Camdan dışarı baktı, uzaklarda gökyüzüyle bütünleşmiş kan kırmızısı ufuk. Elindeki kadehi masaya bıraktı. İçinde binlerce düşünce.Bir hükümdar, her zaman yalnız doğar.Bugün de öyleydi.
Vendiki, komutanların başı, hızlı adımlarla salona girdi. Arkasında Era ve Kavros.
Vendiki:"Komutanım… Droneya topraklarında hareketlilik var. Kuzey sınırından 'Kan Krallığı' ordusu yürüyüşe geçti."
Alporo, sessizce gözlerini kapattı."Beklenen başladı…"
Era:"Onların lideri Kalthor… Tahtınıza göz diktiğini ilan etti. Kendi halkına bile vahşi davranan biri."
Kavros:"Ne emrediyorsunuz, Komutanım?"
Alporo ayağa kalktı. Pelerini arkasından ağır ağır sürüklendi. Gökyüzüne baktı ve mırıldandı:
Alporo:"Bu tahta kanla oturduk, kanla koruyacağız."
Vendiki:"Ne yapmamızı istersiniz?"
Alporo:"Droneya ordusunu toplayın. Saray önüne getirin. Akşama konuşma yapacağım.Ve… sarayın kuzey burcuna Droneya bayrağını tam zirveye çektirin.Bu, düşmanımıza bir cevap olacak."
Vendiki:"Emredersiniz Komutanım!"
Era ve Kavros hızla çıkar. Vendiki peşlerinden.
Alporo ise tahtına dönmeden önce son bir kez gökyüzüne bakar.
Alporo (iç ses):"Kan istiyor bu topraklar…Ve ben…O kana susamış taşları doyuracağım."
📜 Bölüm 1 Sonu